Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Sevilir... Bir Memleket Denizi Yoksa da Sevilir...


Açıklama: Buralarda gençlerin ağzında "yaa denizi olmayan bir memleket nasıl güzel olabilir ki" lafı. Olur, olur arkadaşım olur, tertemiz havası, yemyeşil yaylası, hayat dolu ormanı ve mutlu insanları varsa neden güzel olmasın ki? Varsın bir denizi olmasın.
Kategori: Hayatın İçinden
Eklenme Tarihi: 09 Mayıs 2017
Geçerli Tarih: 19 Nisan 2024, 03:44
Site: Yanıkozan Fikir Ve Sanat Sitesi
URL: http://www.yanikozan.com/haber_detay.asp?haberID=156


Sevilir... Bir Memleket Denizi Yoksa da Sevilir...

İçindeyken özlemezsin basit gelir her şeyiyle. Sıkar, işte dersin ormanı, yaylası, suyu… Hep bilinen şeyler, hep aynı yüzler.

Sonra bir gün gelir umutların seni bir şeylere zorlar, doğdukları yerlerde doymayanlardan olursun. Kim bilir kaç kişi gibi düşersin yollara ekmek aramaya iş aramaya. Ne vakit ki bir deniz kenarında oturup denizden yüzüne ince cılız bir rüzgâr vurur kavruk bir yaz akşamı işte o zaman özlemeye başlarsın. Tenini buz tutturan, yüreğini yakan adını dünyaya duyurmuş havasını... Bir türkü düşer diline:

      Yolumuz gurbete düştü

      Hazin hazin ağlar gönül

      Araya hasretlik girdi

      Hazin hazin ağlar gönül

Etrafına bakarsın yok işte sıkıldığın, bunaldığın şeyler yok. Tamda yayla zamanı şimdi. Gitmek istersin izin yok, Cepte para, otobüste yer yok.  Sokakta midye satan birine takılır aklın

‘taze midya, taze midya’ Tercüme etmeye çalışırsın aklınca: ‘yaylaya gidiyorlar, yaylaya gidiyorlar’ Derinden bir of,  bir ah çekersin.
 Yatağını sırtlanmış yayla yoluna düşmüş,  göçünü almış köydekiler ama aralarında sen yoksun. Gece yarılarına kadar yaylanın düzünde ateş yakıp horon tepenlerin arasında sen yoksun.
Aklıma düştü şimdi eşeğin sırtına çuvalı atıp değirmenin yolunu tutmalar. Ağzımızda bir türkü, sonra büyüklerimizin gençken yaptıklarını anlatmaları. Unutmadım daha çayırda tırmığın adını unutup da ayağımı parmaklarına basıp da sapının tam alnıma değdiğinde tırmık olduğunu hatırlamamı. Balta yok duvara dayalı, Meradan gelen koyunlar, çayırdan gelen gelinler yok, güneşin alnında, elinde tırpan, belinde orak yok. Sonra koyunlarımı kurtların parçaladığını ve korka korka eve gitmeyip de samanlıkda gecelediğimi. Anlatılır senelerdir:

 

Meroy Nuro’ya kaçtı

Mayısın on beşinde.

 

Bir başkadır köy düğünleri. O evin çatısına damadın çıkıp gelinin başına şeker ve para saçması. O pişi dolu sofraları, kavurması ve ayranı hiç unutulur mu?

Yine türküleri anlatıyor adamın derdini gerisi yalan:

 

 

Bu mudur senin eserin

Sinemi yaktı kederin

Ölürsem olmaz haberin

 Hazin hazin ağlar gönül

 

Yağmurlu, sisli bir hava. Göz gözü görmezken yaylanın o rüzgârlı tepelerinde koyunların peşinde, yatmış, uzanmış o ıslak çimenlerin üzerine. O havada hiç zorlanmıyor adam türküyü söylerken kavalını çalarken, sesi yine kötü çıkmıyor.

 

Urfanın etrafı dumanlı dağlar

Ciğerim yanıyor, gözlerim ağlar.

Benim zalim derdim cihanı yakar

Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar

Anaydan babaydan ayrı koyarlar.

 

Gün gelir, inersin Ormanköy’e. Artvin’den gelen otobüslere bakarsın, özlem giderirsin. İçinden o otobüslerin lastiklerini indirmek gelir. Memleket havasını içine alıp yanan yüreğini serinletmek istersin. Gün olur, açarsın www. yanikli. com köy sitesini, bakarsın olana, bitene. Ve ondan da memleket özlemini giderirsin.

Buralarda gençlerin ağzında "yaa denizi olmayan bir memleket nasıl güzel olabilir ki" lafı. Olur, olur arkadaşım olur,  tertemiz havası, yemyeşil yaylası, hayat dolu ormanı ve mutlu insanları varsa neden güzel olmasın ki? Varsın bir denizi olmasın.


Sevilir... Bir memleket denizi yoksa da sevilir...

                                                                                                                                                         22 Şubat 2009/ Akyazı  Muhammet AVCI


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster