Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Köylü Olma Kültürü


Açıklama: Köylü Olma Kültürü
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 30 Kasım 2010
Geçerli Tarih: 27 Nisan 2024, 03:44
Site: Yanıkozan Fikir Ve Sanat Sitesi
URL: http://www.yanikozan.com/yazar.asp?yaziID=177


Hayat kimi zaman yol açar bizlere, bırakmak zorunda kalırsınız, onca yılınızı geçirmiş olduğunuz sılanızı. O sıla ki sizin için aşktır. Düşünün bir kere Sevgili Peygamberimiz Mekke'den Medine'ye hicret ederken devesini Hazvere mevkiinde durdurarak Mekke'ye mahzun mahzun bakıp: -Vallahi sen Allah'ın yarattığı yerlerin en hayırlı, Allah katında en sevgili olanısın. Senden çıkarılmamış olsaydım çıkmazdım. Bana senden daha güzel, daha sevgili yurt yoktur. Kavmin beni, senden çıkarmamış olsaydı çıkmaz, senden başka bir yerde yurt yuva tutmazdım dememiş miydi?
Güneydoğu’da askerlik yaptığım yıllarda çorak, herhangi bir albenisi olmayan taştan evleriyle bir çok köy gördüğümde düşündüğüm şuydu, bu insanlar burada neden yaşar? Evet düşünün size hiç cazip gelmeyen bir köy başkaları için bir yuva öyle bir yuva ki aşk derecesinde bağlılar oraya. Bağlılığın sebebi basit değil o kadar. Orası onlar için vatan, orda doğmuş orda yaşamış, orda aç kalmış belki, belki de orda hayata tutunmuş. O köy onun aşkına çoluğuna çocuğuna yurt oluvermiş. Bazen isyan etmiş, bazen toprağı için kan dökmüş o ve ataları.
Yanıklı bizim için ne ifade ediyoru bu söylediklerim doğrultusunda değerlendirmek lazım. Evet, başka şehirlere göç ederek oraya yerleşmiş, orayı kendine mesken tutup evlenerek çoluk çocuk sahibi olmuş biri için Yanıklı ne ifade ediyor sorusuna verdiğimiz cevapla o adamın çocuklarının bu soruya verecekleri cevap farklı olacaktır. Baba, hayatı köyde tanımış, suyundan içmiş, sıcağını,soğuğunu görmüştür. Ruhunun bir parçası ordadır ancak çocuklar orayı sadece babalarının anlattıkları kadarıyla görmüş ve ya birkaç yaz tatilinde gelmişlerdir köye. Bu nedenle bağlılık o babanın bakışıyla aynı olmayacaktır. Kopuk ve kültürden uzak bir neslin köyle ilgisi zamanla azalacaktır.
Eskilerimiz, mezarlarından çıkıp köyün halini görseler mesela. Boş ahırlar, boş merekler, biçilmeyen çayırlar, ekilmeyen tarlaları görseler ne derlerdi bize? Her bir karışına alın terlerinin karıştığı, kavga ettikleri taşlık kuru işe yaramaz yerleri günlerce çalışarak verimli münbit araziler haline getiren dede ve nenelerimizin tepkisi ne olurdu. Modernizmi reddettiğimizi düşünenler olabilir, bunu düşünenlerden değilim en azından kişisel tercihlerim de evimde koltuğuma uzanıp televizyon izlemek internete takılmak benim için vazgeçilmez keyifler arasında. Ancak anlatmak istediğim şudur ki, köylü olmak ya da köyde yaşamak bizim ruhumuza işleyen temel yaşam kaynağımız. Nerde olursak olalım biliyoruz ki peynir eritmesini, horonu, sıcak süte doğranmış mısır ekmeğini arayacağız.
Teknolojinin bize kazandırdıkları çok açık. Her evde envai çeşit araç gereç, elektronik cihazlar var. Hayat daha kolaylaşıyor bizim için ama farkındaysanız giderek yalnızlaşıyoruz. Televizyona, internete bakarken, köyün oluşturduğu sıcacık bağ yok oluyor, en önemlisi imece usulu yapılan mısır seçmeleri bile köy hayatının en güzel temsilidir. Sohbetin, yardımlaşmanın, haberleşmenin bir arada olmanın en güzel yanıdır bu imeceler. Ama giderek azalıyor bu gelenekler farkındaysanız. Artık hayat bir msn iletisi kadar yakın bize. Hayır, yanlış söyledim hayat bir msn iletisi kadar uzak bize...


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster