Yıl 1998. 28 Şubat sürecinin en yoğun yaşandığı dönemde lise son sınıfta okuyoruz. Büyük heyecanlarla gelen bir nesil var, geleceğin siyasetçileri, kaymakamları, hakimleri, doktorları, ilahiyatçıları Artvin İmam Hatip Lisesi bahçesinde dolaşıyor. Beyaz başörtülü kardeşlerimiz güzel umutlar peşinde. Onlar ki gelecekte ülkenin herhangi bir şehrinde ülkesi adına almış oldukları eğitimle vatana hizmet etme hayalindeler. Öğretmenler de idealist biliyorlar ellerindeki cevherin neler olduğunu.
Fakat yıllardır Türkiye’yi rahat bırakmayan cuntacı yapı yine ortaya çıkıyor. Birilerinin hatası deyin ne derseniz deyin adına, o beyaz başörtülü okumaktan başka derdi olmayan kardeşlerimiz suçlu(!) oluveriyorlar birden. Neymiş irticaymış. Neymiş laikliğe aykırıymış. Neymiş o başörtülerini çıkarınca t arınacak ve daha laik olacaklarmış. Komedi, trajedi adına ne derseniz deyin hepsi.
Sonra ne mi oldu? Sınav sistemi değişti. Neymiş İmam Hatip’e sadece İmam olmak isteyenler ve İlahiyat okumak isteyenler gidermiş o nedenle katsayı engeli konuluverdi birden önümüze. Binlerce İmam hatip gençlerinin hayalleri ne olacakmış peki? Kimin umurunda önleri kesilsin yeter ki. Yeter ki bu temiz nesil devletin üst düzey kadrolarına yerleşmesin, dinini öğrenen gençler doktor olmasın, kaymakam olmasın, mühendis olmasın ama isterlerse İlahiyat okusunlar ne güzel adalet değil mi?
Açıköğretim Lisesi mezunuyum. Ben ve benim gibi birçok arkadaşım sistemin açıklarından faydalanarak açıköğretime geçiş yaptırmıştık İmam Hatip Lisesi’nden. Daha sonra bunu da fark ederek İmam Hatiplerin Açıköğretim’e geçişleri yasaklanmıştı. Hay Allahım biz nasıl kayıp bir nesiliz bir bilseniz. Sınav sistemi değiştirildi. O yıl o da yetmedi sorular çalındı. Tam bir fiyaskoydu bizler için. Belki hatırlar o yıl sınava giren öğrenci arkadaşlar ve anne babaları, o yıl Artvin’de üniversiteye en çok öğrenci gönderen okul Açıköğretim Lisesi olmuştu. Bunun sebebi İmam Hatip’ten gelen öğrencilerdi.
Başörtüsü yüzünden okulunu bırakmak zorunda kalan, üniversite ve İmam Hatipler önünde ağlayarak bekleyen kardeşlerimizin halini görmeyenler anlayamazlar neler hissettiklerimizi. Eğitimi kıyafete indirgeyen, açık olsun örtülü olsun bilginin beyinle üretildiğini anlamayan insanlar anlayamaz neler hissettiklerini. Yıllarca Kaymakam, doktor, avukat ve ya mühendis olma hayaliyle yanıp tutuşan genç beyinlere bir anda sen meslek lisesi mezunusun sadece alanında okumalısın gibi sığ ve akılsız bir görüşle yaklaşanlar anlayamaz neler hissedildiğini. Sözümüz onlara değil zaten halden laftan anlayana…
1998-2009 kaybedilmiş koskoca 11 yıl. O yıllarda İmam Hatiplerde okuyup istediği yere yerleşemeyen yüz binlerce genç var şu anda. Hepsinin devlete olan kırgınlığı halen geçmiş değil. Anlamadıkları bir oyunun başrol oyuncusu onlar. Birileri emretti önleri kesildi. Sırf başörtülü okumak istedi diye üniversitesinden atıldı. Devlet yeni yeni onarıyor yaraları. Nihayet katsayı engeli kalktı. Şimdi umutlar yeniden filizleniyor. Artık birçok öğrenci hem Kuran eğitimi ve alabilecek hem de ülkesine yararlı birer birey olabilecek. İmam Hatipler yeniden şenleniyor. Ne olur sizler de öğrencilerinizi bu bilinçle yönlendirin liselere. Artık haksızlığın önüne geçildi. İsteyen öğrenci istediği alandan puan engeline takılmaksızın tercih yapabilecek.
Neden mi yazıyorum bu yazıyı özellikle köyümüzün sahip olduğu genç nesil ve onlardaki bilgiyi biliyoruz hepimiz. Bursa’da, Artvin’de, Sakarya’da ve Türkiye’nin bir çok yerinde yaşayan hemşehrilerimizin lise çağındaki çocuklarını çekinmeden korkmadan gocunmadan İmam Hatip Lisesi’ne göndermeniz için yazılmıştır bu yazı.
Sizler çocuklarınızı kaydettirin ki İmam Hatipler tekrar altın nesiller yetiştirsin. O genç beyinler bir yandan pozitif bilimleri öğrenirken bir yandan da dinin gerekliklerini öğrenerek yetişsinler. Yine gururla izleyelim Türkiye derecesi yapan İmam Hatipli öğrencileri.
Baki muhabbetle