Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Büyüklere Düşen Sorumluluklar


Açıklama: Ahlak ve Karakter Gelişiminde Büyüklere Düşen Sorumluluklar
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 19 Haziran 2014
Geçerli Tarih: 25 Nisan 2024, 11:16
Site: Yanıkozan Fikir Ve Sanat Sitesi
URL: http://www.yanikozan.com/yazar.asp?yaziID=255


Çocuklarımızı bilinçli nesiller olarak yetiştirmek, hem ahlak hem İslami terbiye süzgecinden geçirerek geleceğe hazırlamanın temel koşullarından biri de etrafında ona örnek olacak insanlar olmasıdır. Gerek hal diliyle gerekse sözleriyle çocuğa örnek olan kişiler, ileriki yaşlarında onun hayatına olumlu ve olumsuz anlamda ciddi etkiler bırakmaktadırlar.  Çocuğun gerek ailesinde gördükleri gerek arkadaş çevresinden aldıkları onun kişilik gelişiminde büyük öneme sahiptir.

Konuyu bağlamak istediğim nokta aslında burada başlıyor. Nasıl bir nesil yetişiyordan önce biz nasıl yetiştik sorusunu irdelemek gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle özellikle hem büyük bir saygı hem de engin bir sevgiyle andığım iki farklı simanın bende bıraktıkları izden bahsedeceğim.

Bayramlarda ve babamın başka bir köyde öğretmenlik yaptığı yıllarda ziyaretimize gelen Tayyar Dedemin peşine takılıp köye geldiğim zamanlarda, büyük bir sevgiyle evlerinde kaldığım dedem ve ninemin sabah namazlarına uyanışını hatırlıyorum. Benim için daima güzel bir örnek olan dedemin sabahın o mübarek vakitlerinde buğulu sesiyle okuduğu Kur’anı büyük bir huzurla dinler ve kıldığı namazları izlerdim sıcacık yatağımdan.Benim için en güzel örnek odur, vakit namazlarına peşine takılıp camiye gider dizleri dibine oturur namaz kılışlarını seyrederdim büyüklerimin ki biliyorum namaz sevgimin temelinde en büyük pay daima dedeme aittir elleri öpülesi mübarek dedeme.

İlkokul son sınıfının yaz tatilinde başladığımız kuran kursunun hocası emektar ve köyün kıymetli büyüklerinden Mevlüt Hocamız. Kuran kursunda ders verirken, özellikle Bilgehan, Kazım ve benim içimde bulunduğumuz ekibin çocuksu gülüşlerini büyük bir sabır ve ciddiyetle kırmadan hırpalamadan bizlere Kur’an okumayı öğreten, öğle arasında namaz için cemaat oluşturan köy çocuklarının yaramazlıkları ve gülüşleri arasında kıldırdığı namaz sonrası dahi yüzünü ekşitmeden -ki ara ara uyarılarını hafif sert bir tonda yapmasını ben eğitimcilik noktasında önemsiyorum- bizleri namazdan, Kur’andan soğutmamak adına büyük dikkat gösteren değerli hocamız. Bu davranışlarını şimdilerde daha bir dikkatle düşündüğümde şunu görüyorum ki vakit namazlarında cemaate dedesi peşinde gelen yaramazlıklarını esirgemeyen çocuklara, yan yan bakıp kızan insanlar acaba bu davranışları ile gelecekte çocukları caminin ve namazın yolunu kapattıklarını düşünmüyorlar mıdır?

Evet Mevlüt Hocamız ve dedem benim çocukluk döneminde sevgiyi, güleryüzlülüğü, samimiyeti ve ihlası öğrendiğim iki farklı insandır eminim ki sizlerin hayatına çocuk yaşta tesir eden babanız, anneniz, dayınız, öğretmeniniz, nineniz ve ya bir başka büyüğünüz vardır. Bu güzel örnekler bizim ahlak gelişimimize nasıl katkı sağlamışların canlı örnekleridir.

Akrabalık bağlarının yüzeyselleştiği, insanların daha çok evlerinde internet ve televizyona kapanarak hayatını geçirdiği zaman dilimindeyiz. Farkındaysanız yeni nesil daha farklı karakterler çiziyor karşımızda. Daha eğlence düşkünü, daha kendi isteklerine odaklı ve kopuk. Onlara güzel örnek olmak en büyük sorumluluğumuz.

Evde kitap okumayan aileler çocuklarına niçin kitap okumuyorsun diye sormasınlar, namaz kılmayanlar, Kur’an okumayanlar çocuklarını yaz tatillerinde Kur’an kurslarına gönderip namaz kılmaya, Kur’an okumaya zorlamasınlar boş yere. Çocuklar hayatı bizi görerek öğreniyorlar karşılarında sözleri ve davranışları birbirini tutmayan ebeveynler varsa eğer onlar da tıpkı bizler gibi sorumsuz yetişiyorlar.

Eğer çocuklarımızı, ahlaklı, doğru sözlü ve geleceğe hazır bir nesil olarak yetiştirmek istiyorsak önce kendimizi değerlendirmeliyiz. Biz neyiz, çocuğumuza nasıl örnek oluyoruz sorusunun cevabını bulmalı eksik yönlerimizi ivedilikle güzele döndürmeliyiz. Zor değil televizyonun, internetin ışıklarını söndürüp evde kitap okumak, kuran okumak, namaz kılmak çocuklarımızla hasbihal etmek. Biz şimdi bunu yapmazsak gelecekte onları daha büyük tehlikeler karşısında yapayalnız bırakmış olacağız ve tabi onların olumsuz davranışlarının da baş müsebbibi.

Ve sözün özü bizler Yanıklı Köyü büyüklerinden aldığımız güzel duygular,davranışlar ve ahlak vesilesiyle çocuklarımıza ulaşmalı, onları sadece maddiyatla değil manevi yönden destekleyerek güzel davranışın ve doğru olmanın her şeyden önce olduğunu öğretmeliyiz. Ne diyordu eski bir türkü:

Ben Ahlakını Beğendim Cemalinde Gözüm Yok…

                                                                                                                                 Hasan avcı  İstanbul


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster