Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Dedemin Ardından


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 10 Ocak 2013
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 16:09
Site: Yanıkozan Fikir Ve Sanat Sitesi
URL: http://www.yanikozan.com/yazar.asp?yaziID=301


Dedemin Ardından Dedemin Ardından(Tayyar Mirza Avcı) Yıllar öncesinde, babamın Şavşat Pınarlı köyünde öğretmenlik yaptığı yıllarda dedem gelmişti ziyaretimize. Yüzündeki tebessüm hala gözlerim önündedir. O tebessümdeki güven ve samimiyeti yıllar geçmesine rağmen üstüne koyarak güzelleştirdi canım dedem. O küçük yaşıma rağmen dedemin peşine takılarak köye kaçmış, anne babamı ve kardeşlerimi geride bırakmıştım. Uzun bir yolculuğa çıkmıştık dedemle, Şavşat’tan başlayıp köye kadar süren uzun bir yolculuk. 5 yaşındaki bir çocuk için uzun bir yolculuk ne kadar uzunsa o kadar uzun işte. Hayal meyal hatırladığım sahnelerden biridir hala dedemin sırtında Çiftehanlar’dan köye sabırsızlıkla gittiğim yol. Dedemin güzel sohbeti eşliğinde ara ara namaz molaları vererek neneme kavuştuğum o güzel yolculuk sonrası yaklaşık birkaç ay dedemle ninemle baş başa kalmış, onların sevgisiyle sıcak bir yuvanın tadına varmıştım. Marangoz ustası olan dedemin tahtadan oyuncaklarıyla oyalanırken ninem inekleri sağmaya gider, ben kendi çocuk dünyamda hayallerimin peşinde oyunlar kurardım. Ninem elinde süt bidonu ile gelir sıcacık sütümü yudumlar dedemin gelişini heyecanla beklerdim. Omzuna yüklendiği otla görünürdü dedem ki o benim küçücük dünyamda büyük bir adamdı. Hani şimdinin çocuklarının rüyalarını süsleyen çizgi film kahramanları gibi bir şeydi dedem benim gözümde. Onun sevgisi, muhabbetini doya doya yaşadığım bu güzel zaman diliminden çok şey kalmıştır bana ama en çok ve hayırla yad ettiğim gecenin bir vakti uyku akan gözlerimden sıcacık yatağımda yatarken kısık lamba ışığı altında dedemi görürdüm namazını kılar sonra buğulu sesiyle Yasin-i Şerif okurdu hala daha sakladığı büyük yazılı mushafından. O ses, o iklim beynimin en ücra köşelerine kadar işlemiştir. Dedemin namaz ve Kuran aşkı, namazlara giderken beni de yanında götürüşü, dizinin dibinde oturup onu seyredişim hala daha capcanlı bir kare olarak durur karşımda. O dönemde eline almış olduğu küçük bir ceviz fidanını dikerken, bu güzel ceviz ağacı senin olsun deyişi. Ve o ceviz ağacının önünden her geçişimde anımsarım o güzel sahneyi çünkü dedemden aldığım ilk ve en canlı hediyedir o. Sonrasında hatırladığım ki yıllar yılı aldığım en güzel hediyedir sanırım, büyük bir özenle usta ellerinin değdiği belli olan kış günleri nin vazgeçilmezi olan Legura(kızak) hediyesidir. Bir çocuğu sevindirmenin ne denli güzel bir şey olduğunun resmini çzi deseler o anki ruh halimle birlikte kendimi resmetmek isterdim. Çalışkanlığı, duruşu, sözü ve özüyle çok düzgün bir insan profili çizen dedem, içinde barındırdığı toprak aşkıyla hizmet ederdi ailesine, akrabalarına ve köy halkına. Toprağı kavrayışı, ağaçlarla olan diyaloğu sanki karşısında canlı bir insan varmışcasına özenliydi. Başkalarının ara sıra kulağıma gelen ne kadar çok çalışıyor lafındaki ince kinayeyi bilsem bile bilirdim ki dedem o toprakla var olan, her bir santiminde emeğini, çoluğuna çocuğuna rızk veren toprağa olan saygısındandı bu gayreti. Akan suya, ekin veren toğrağa bakıp Rabb’e yaptığı şükrü çok kez duymuştur kulaklarım. Köyün geçmişine dair bir bilgiye ihtiyaç duyan dedeme koşardı, dedem büyük bir ilgi ve gayretle anlatırdı. Köyün vakanüvisti derdim ben ona. Sülalerin geçmişi, köyün nesilinin nerden geldiğini bilge adam uzmanlığıyla cevaplardı dedem. Dört yıl süreyle yaptığı askerliğinde komutanlarından almış olduğu övgüden hep gururla bahsederdi ki bunu fazlasıyla hak ederdi canım dedem. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dedem yeterli eğitimden geçip üniversite okuma şansına erişebilseydi etrafına, köyüne yön verecek zeka ve kabiliyete sahip nadir insanlardandı. Rabb onun kaderini Yanıklı bağlarında tarla çayırla uğraşmak, toprakla haşir neşir olmakla görevlendirmiş olacak ki bunun hakkını ziyadesiyle verdi dedem. Rabbim ondan binlerce kez razı olsun, aşıladığı ağaçlar, filizlendirdiği fidanlar, bağlar, bahçeler bu güzel amellerine tanıklık etsinler inşallah. Dedeme dair çok şey yazmak isterdim fakat hangi sözün kafi geleceğini bilemiyorum. O benim nur yüzlü güzel dedemdi. Köye gidişimi anlamlandıran, köyü güzel kılan en güzel sebepti benim için. Duasını alacağımı bilmek, elini öpüp, gül yüzüne sarılmak senede bir kez olsa bile yetiyordu bize. Mekanların güzelliği içindekilerle kaimse köyün güzelliği içinden çok şey götürdü benim için. Dedeler kocaman dünyalardır bizler için. Sizin kahramanınız var mı bilemem ama benim kahramanın çalışkanlığı ahlakı, güleryüzü ile dedem olmuştur hep. Keşke dedemin dizlerinin dibinde oturan o çocuk halime dönebilsem elini öpsem dedemin sıkıca sarılıp helallik alsam. Her ölüm erken ölüm diyen şairi daha iyi anlıyorum artık. Rabb’e isyan değil özlemimi gidermek üzere kurul cümlelerimde eksiklik varsa başta dedemden ve büyüklerimden özür diliyorum. Güzel rabbim bizler torun olarak, evlatları olarak dedemden çokça razı olduk sende ondan razı ol. O’nu sevdiklerinle beraber haşreyle ve gülyüzlü dedemle bizi cenettinde bir araya getir…

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster