Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Nevruz Hatıraları


Açıklama: Ümit ederim ki bir gün bu düşüm gerçekleşir ve ‘Bayramlar bayram olur’.
Kategori: Hayatın İçinden
Eklenme Tarihi: 21 Mart 2016
Geçerli Tarih: 20 Nisan 2024, 16:33
Site: Yanıkozan Fikir Ve Sanat Sitesi
URL: http://www.yanikozan.com/haber_detay.asp?haberID=375


Köyüm Yanıklı’da öğretmenlik görevimi sürdürürken ülkemizin birçok yerinde Nevruz kutlamalarının yapıldığını görsel ve yazılı basından görüyorduk. Fakat Nevruz denince halkımızın hafızasında yer alan ‘Kürt Bayramı’ imajını değiştirmek kolay olmayacaktı. Nevruzun yüzyıllardır Türkler arasında kutlana gelen bir Türk Bayramı olduğunu kanıtlamak için hayli çaba gerekliydi. Nevruzun bir şiddet günü değil, bir bayram günü olduğunu inandırmam ise yıllar geçmesine karşılık hala inandıramamışım. Çünkü su akıyor, göz bakıyor. Maaş günlerimde köyden Artvin’e indiğimde ilk işim Kültür Müdürlüğüne uğrayıp Nevruzla ilgili afiş, broşür ve doküman temin etmek olurdu. Öğrencilerim bunları inceler, Nevruz hakkında bilgi edinir ve yanlış bilgileri beyinlerinden silmeye çalışırlardı. Günler öncesinden kutlama hazırlıkları başlardı okulumda. Öğrencilerim bir yandan şiirleri ezberlerler, bir yandan şarkı- türküleri öğrenirlerdi. Bu mevsimde Yanıklı’da kış mevsiminin uzatmaları görülürdü. Ama hava yağmurlu da olsa, soğuk da olsa Nevruz etkinliği gerçekleştirilirdi. Havanın güzel olduğu anlar ise anlatılamayacak kadar güzel günlerdi. Bir gün öncesinden evde börekler, pastalar ve yumurtalar pişirtilir, Nevruz sabahı okula getirilirdi. 21 Mart bizim için bir bayram günüydü. Okulun duvarlarını afişlerle süslerdik. Birlikte yakınlardaki kırlara çıkar, şarkılarla- türkülerle uyuyan doğayı uyandırırdık. Ateş yakar, üzerinden atlardık. Şiirler okur, konuşmalar ve yarışmalar yapardık. Acıkınca çıkınlarımızdaki yiyecekleri yerdik. Gün boyu kırlarda koşar, eğlenirdik. Yumurta tokuşturmanın keyfi bir başka olurdu. Nedense halkımızın ilgisi pek olmazdı. Halkımız 7 Mart’ın dışındaki hiçbir kutlamaya duyarlı değildi. Ama öğrencilerim, diğer milli bayramların ruhu ile sarılırlardı Nevruz’a. Yine bir Nevruz günü, hava soğuk ve yağışlı olduğundan Nevruz’u okulun bahçesinde yaptık. Yine konuşmalar yapıp şiirler okuduk, şarkı- türküler söyledik ve oyunlar oynadık. Okulun bahçesinde çevreden topladığımız çalı-çırpıyla ateş yaktık. Ne olduysa bu anda oldu. Çocuklar gidip Muhtar Nusret’in eski kamyon lastiklerini getirip ateşe attılar. Lastikler yanarken ateşin üzerinden atladılar. Bir görecektiniz çocukların yüzlerini. Hepsi simsiyah, hepsi adeta bir Afrikalı. Okulun bahçesinde büyük bir duman yükselmiş ki anlatılır gibi değil. Sanırsınız ki İpraş yanıyor. O arada benim keyfim kaçtı. Çocukların bu hallerini biri görse ben n’aparım dedim. Coşkuya ara verip yüzleri yanan kamyon lastiğinin rengine benzeyen çocukları dereye gönderip yıkattırdım. O anı aradan yıllar geçmesine rağmen unutamam. Umarım öğrencilerim de unutmamışlardır. Ben. Nevruz’u bir bahar ve bayram havası içinde kutlardım. Aslolan da buydu. Her 21 Mart günü ülkemizde yaşanan kaos ortamı benim kutladığım Nevruz bayramlarının çok gerisinde. Ümit ederim ki bir gün bu düşüm gerçekleşir ve ‘Bayramlar bayram olur’. Muhammet AVCI/ 21 Mart 2011 / Akyazı

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster