Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


BAZGİRET'DE BİR DÜĞÜN


Açıklama: 30 seneyi aşkın bir süre geçmiş.
Kategori: Hayatın İçinden
Eklenme Tarihi: 04 Mayıs 2020
Geçerli Tarih: 28 Mart 2024, 13:13
Site: Yanıkozan Fikir Ve Sanat Sitesi
URL: http://www.yanikozan.com/haber_detay.asp?haberID=457


30 seneyi aşkın bir süre geçmiş. Köydeyken, komşum ve baldızım Hatice'nin düğününe gitmiştik Bazgiret'e. Bazgiret, bizim komşu köyümüz.Bazgiret'i özgün kılan, muhteşem doğasıyla, gelenek ve göreneklerini hala sürdürüyor olması ve bu haliyle anılarda silinmez izler bırakmasıdır. Bazgiret'e geldiğinizde içinden Kafkas ezgilerinin yükseldiği bir akordeonla buluşursunuz. Ekim ayının son günüydü. Kış kapıdaydı. Düğün alayıyla arabalarla çıktık yola. Çağlayan'da bir kahvede çay- sigara molası verdik. Kahveci, bize dönüp: 'Burada biradan küçük içecek yoktur,' dedi. Bu sözü hala aklımda. Gülüştük. Sigaralarımızı içip tekrar düştük yola. Bazgiret'in önündeki dereyi geçiyorduk. Adettendir, gelin geçemiyor dereyi. Bacanağımız Selami bey, yardımcı olmaya çalışıyor. Ben, diyorum ki: 'Selami bey, bu düğün adetidir, nazsız olmaz'. Sağdıç gereken harcı veriyor ve gelin geçiyor. Az sonra gelinin arabadan inme merasimi başlıyor. Adettendir, arabanın kapısı açılmıyor. Selami bey, yine yardımcı olmak istiyor. Ben, diyorum ki: 'Selami bey, bu düğün adetidir, nazsız olmaz'. Sağdıç gereken harcı veriyor ve kapı açılıyor. Gelin alayı, düğün evinin kapısına dayanıyor. Adettendir, damat evin çatısına çıkıyor ve gelinin başına paraları saçıyor. Düğüne günler, aylar öncesinden hazırlanılıyor. En ince ayrıntısına kadar, her şey yapılıyor- ediliyor. Et ve kavurma için koçlar, boğalar kesiliyor. Etin kavurmasından tutun da haşlamasına kadar her türü kazanlarla konuklar için pişiriliyor. Sofralar kuruluyor. Sofralarda yok yoktur. Eskiden düğünlerde koro halinde söylenirdi: 'Molla molla yemek gelsin meydana!' İnanın, bunu söylemeye hacet yok. Yiyoruz, içiyoruz, bir yandan akordiyonun eşliğinde horon oynuyoruz. ' Otur ye, kalk oyna!' Hoşça vakitler geçiyor. Gençlerimiz, arayıp, bulamayacakları Bir şey istemenin derdine düşüyorlar ve: 'Molla molla şurdula gelsin meydana! Molla molla şurdula gelsin meydana!' Düğün sahipleri düşüyorlar telaşa. Acaba, bu 'Şurdula' nedir, diye. Ve nihayet eşim, kopyayı veriyor. Ertesi günü, ben bu defa gelin odasındaki konuklarla birlikteyim. Buraya 'Han Otağı' da diyebilirsiniz. Düşünüp, durdum. Ne istesem de, bulamasalar, diye. BurasıBazgiret ve Kasımın başı! Ve ben: 'Molla molla karpuz gelsin meydana! Molla molla karpuz gelsin meydana!' Düğün evinde bir telaş bir telaş. Bir koşuşturmadır gidiyor. Yarım saat geçti- geçmedi kavunla geldiler. 'Karpuzun yerine kavunu kabul ederseniz getirdik. Etmezseniz Artvin'e araba göndereceğiz, getirteceğiz', dediler. Samimiyetlerine ve sımsıcak konukseverliklerine hayran kaldık. Tebrikler ve teşekkürlerle veda ettik düğün evine ve saklı cennet Bazgiret'e! Mayıs 2020 Sakarya Muhammet AVCI

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster