Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


ANILARLA HOPA GÜNLERİNE YOLCULUK


Açıklama: 'Seni Yağmurunla Sevdim' şiirim dünyaya geliyor.
Kategori: Hayatın İçinden
Eklenme Tarihi: 08 Mayıs 2020
Geçerli Tarih: 25 Nisan 2024, 19:09
Site: Yanıkozan Fikir Ve Sanat Sitesi
URL: http://www.yanikozan.com/haber_detay.asp?haberID=463


Hopa'nın gerek benim gerek ailem için bir liman ve mola yeri olmasının yanında Hopa'da yaşayan yakınlarımın çok olması Hopa ile gönül köprüsünün kurulmasına yol açmıştır, diye düşünüyorum. Başta eşimin Şakir amcası gençliğinden beri Hopa'da oturur ve Hopa'nın da damadıdır. Gelirken- geçerken ona uğramadan ve onda soluklanmadan edemeyiz. Beraberinde Ahmet ve Cafer hocaların varlığı, Avukat Erkan ve Saime yeğenlerim ve daha niceleri... Erzincan’da kısa dönem askerdim. Mektup yazmak benim olmazsa olmazımdı. 101 gün askerlik süremde 102 mektup yazmışım ve 30 tane mektup almışım. Yine günün birinde eşimin Şakir amcasına yazıyorum mektubu. Diyorum ki satır arasında: -Bu dört aylık askerlik süresinde adam olmaya çalışıyorum. Amca da mektubunda: Oldu olacak 24 ay askerlik yap da tam adam ol ( şaka şaka) Bu espri aradan geçen 40 seneye yakın süreye karşın hala tebessüm ettiriyor hala bana! Ahmet Hoca'nın görev yaptığı köye de gidip, emmim kızının çayını içmişliğimi de hiç unutmadım. Söz Hopa'dan açılmışken çok saygı duyduğum Hopalı Hasan Azaklı'yı anmadan olmaz: Köyümde öğretmendim. Teneffüs olmuştu. Öğretmenler odasında kendi başımayım. Teybimi son ses açmışım, Mustafa Yıldızdoğan’ın Türkiye’m şarkısını dinliyor ve dinleniyorum. Kapı çalındı. Ve içeriye müfettişler girdiler. Müfettişin biri o hiç unutamadığım Hasan Azaklı’ydı. Daha selam vermeden: -Nedir bu kocamaaan ses hocam? Ben de: -Çocukların gürültüsünü bastırmak için son ses açtım, diye gülümsedim. Neyse, oturdular, hal- hatır, çay- kahve, yemek zaman su gibi aktı. Bu arada teftişim de sürüyor. Bu arada müfettişin kitap dolabının kenarına dizili kasetlere gözü ilişti. - Nedir o kasetler hocam? Ben de gayet rahatlıkla: -Hiç hocam, okul şarkıları. Dememle Hasan Bey gülümsedi. Ve: - Belli belli, dedi. O kasetler, Ozan Arif’in kasetleriydi. Hasan Bey, karşıt görüşlüydü. Bir zaman Artvin’den ÖDP milletvekili adayıydı. Gelin, görün ki adam kendi düşüncesini görevine karıştırmıyor. Ve ben, meslek hayatımın en yüksek puanını alıyorum ve aylıkla ödüllendiriliyorum. Onun o engin hoşgörüsüne hayranım. Herkes, bu anımdan pay çıkarabilir. Hasan Bey’i de hiç mi hiç unutamıyorum. Ve aradan uzun yıllar geçiyor. Şakir amcayla birlikte Hasan Azaklı'yla Hopa'da bir pastanede buluşuyoruz. Yediğimiz tatlının ve içtiğimiz çayların hesabı yok. Söyleşimiz, kaç saat sürdü bilmiyorum. Eşenlik ve mutluluk dileklerimizle vedalaştık. Birkaç sene önceydi. Hopa'da sahilde dolaşıyorum. Nazım Hikmet'in anıtı çıkıyor önüme ve bir fotoğraf karesiyle albümümde yer veriyorum. Hopa'nın içini dolaşırken de Şair ceketli çocuk Kazım Koyuncu'nun anıtıyla karşılaşıyorum. Ona da albümümde yer açıyorum. Hopa'yı ilk kez böyle görüyorum. Güneşli halini görür görmez elim kaleme gidiyor ve 'Seni Yağmurunla Sevdim' şiirim dünyaya geliyor. Muhammet AVCI Mayıs 2020 Sakarya

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster